Anadolu'ya Oğuz Göçü Tartışması - II
Göçlerin olduğu dönemde yazılmış Müslüman veya Gayrimüslim kaynaklarda göçler ve sonuçlarıyla ilgili ne tür bilgiler veriliyor, ve bu konuda hangi kaynakları
okumamı tavsiye edersiniz? Bir de, Arap-İslam göçleriyle ilgili yazılmış
belgelere kıyasla Türk-İslam göçleriyle ilgili belgeler ne kadar yeterli, ve
içerik açısından ne gibi benzerlikleri ve farkları var?
Ayrıca, yine göçler döneminde bazı yerleşim yerlerinin yokedildiği veya terkedildiği görülüyor (kimisi Moğol istilalarından sonra). Bazı bölgelerde ise belli bir canlanma var. Siz, arkeolojiden anlayan biri olarak, bu dönemde nasıl bir arkeolojik süreç görüyorsunuz? Kopuş mu, devamlılık mı? Arkeoloji, genetik antropolojiyle yazılı tarih arasında bir köprü görevi görmesi bakımından, tabloyu tamamlayıcı bir role sahip.
Son olarak, yine tarihle genetik antropoloji arasında köprü kuran kültürel ve fiziksel
antropoloji açısından da geçmişteki dönüşümleri ve bugüne yansımalarını
değerlendirirseniz sevinirim. (zülfütemur)
Açıkçası zor soru. Arkeolojik açıdan çok fazla çalışma yok. Olanlar da genelde var olan tarihi desteklemek amacıyla yapılıyor. Bizans arkeolojisi nispeten iyi ama o da çok ileri bir düzeyde değil. Sorun aslında, arkeolojiyi tarihe bağımlı kılan anlayışta; araştırmacıların büyük kısmı (ki bunu gen araştırmalarında da görmek mümkün) var olan tarihsel verileri neredeyse kesin doğru kabul ederek yola çıkıyor. Ama asıl büyük sorun, hem Selçuklu hem de Osmanlı arkeolojisinin gelişmemiş olması; her ikisi de neredeyse henüz başlamış bile değil.
Göçlerle ilgili çalışmaları yetersiz buluyorum; genelde göçlerin yapıldığı dönemde yazılmış tarihlerle sınırlılar. Rakamlar ve göç koşulları açısından bence yetersizler. Bu alanda daha kat edilecek çok yol var. Arap-İslam göçleriyle ilgili çalışmalar konusunda bilgim sınırlı olduğundan, bu ikisini karşılaştıramıyorum ama Türk-İslam göçleriyle ilgili bir çalışma var mı, ondan da emin değilim. Genelde sadece çok büyük bir göçün olduğu varsayılıyor.
Sonuncu paragrafa gelince, şu anda açıkçası böyle bir değerlendirme sunamıyorum. Araştırma safhasındayım ve daha sürecek gibi. Fiziksel antropolojiden kasıt, kemik yapılarının, kafatası biçimlerinin ve dış görünüşlerin karşılaştırılmasıysa, bu konuda çok fazla bir bilgim yok ve ayrıca bu tür karşılaştırmalardan, yanlış sonuçlar üretme ihtimali yüksek olduğundan, genelde uzak duruyorum.
Kültürel antropolojiye bir diyeceğim yok ve benim de üzerinde çalıştığım bu ama bu da diğeri kadar yüksek hata ihtimali içerebiliyor. O yüzden şu anda henüz bir şey söyleyebileceğimi sanmıyorum. Ama tabii üç görüş mevcut. Birincisi Orta Asya’dan büyük bir göç olduğu ve bugün Türkiye’de yaşayan insanların neredeyse tamamının bu göçle geldikleri görüşü. İkincisiyse, Orta Asya göçüne rağmen, Anadolu’da kalabalık bir nüfusun yaşadığı ve bu ikisinin karışması sonucunda ortaya melez bir topluluğun çıktığı görüşü. Ben bu görüşe daha yakınım. Üçüncü görüşse, göç falan olmadı veya o kadar azdı ki olmamış kabul edilebilir ve bugün bu topraklarda yaşayanlar Müslümanlığı ve Türklüğü kabul etmiş yerliler biçiminde.
Bazı Kürt internet sitelerinde de Malazgirt'ten sonra Anadolu'nun içlerine
önemli bir Kürt göçü olduğu ve bunların zamanla türkleştiği iddiasıyla
karşılaştım. Aynı şey Araplar için de söz konusu olmuş olabilir. Bunlar hakkında
birşey söyleyebilir miyiz (en azından genetik açıdan)?
Bir Kürt internet sitesinde de Selçulular'nun aslen Türkmen değil Paştun olduğu
iddiasıyla karşılaştım. Ayrıca, Selçuklu döneminde gelenlerin de çoğu Türkmen
değil, Paştun'muş. Türkmenler'in oranı çok sınırlıymış. Bir Ermeni'den de benzer
bir iddiayı bu kez Paştunlar yerine Tacikler konarak işittim. Bu iddialar için
delil var mı? (zülfütemur)
Her iki durumda da iddiaların desteksiz olduğunu söyleyerek başlayacağım. Kürt göçü olmuş olabilir. Buna bir itirazım yok ama Anadolu’nun içleri tam olarak neresi? Araplar da Anadolu’ya doğru göç etmiş olabilir ama bugünün güneydoğu Anadolu’sundan yukarı çıktıklarını sanmıyorum (devletin zorla yaptırdığı yer değiştirmeler hariç).
Şu noktayı da belirtmek gerekiyor. Bu tür göçler Bizans bu bölgelerde hâkimiyetini yitirdikten sonra başlamak zorunda. Çünkü Bizans’ın böyle bir politikası yok; Topraklarının Hıristiyan kalmasını istiyor.
Ermenilerin iddiasında şöyle bir sorun olabilir. Normalde Ermeniler Türkleri Tacik olarak adlandırıyor. Bu kelimeyle tam olarak ne kastettiklerini bilmiyorum. O dönemin Ermeni tarihçilerinin Türklerle Tacikleri birbirinden ayırmamış olmalarından kaynaklanmış olabilir bu; ya da 15 Mayıs Tarihli Ortaçağda Avrasya Bozkırları III yazımdaki Tacik tanımına benzer bir yaklaşım benimsemiş olabilirler.
Sık sık bugünün etnik terimlerini geçmişe yansıtmak gibi yanlış bir uygulamanın kurbanı oluyoruz. Türk, Paştun, Tacik ve benzeri terimler geçmişte de var olmuş olabilir ama çoğu kez bunların o dönemlerde nasıl kullanılmış olduğuna dikkat etmiyoruz. İnsanlar zaman içinde aynı terimlere farklı anlamlar yükleyebiliyor. Önemli olan, geçmişte yaşamış insanların kendilerini nasıl tanımladıklarını keşfetmek. Selçuklular acaba kendilerini Türk, Türkmen, Oğuz, Paştun veya Tacik şeklinde tanımlıyorlar mıydı? Bu tür adlandırmalara ne kadar önem veriyorlardı? Bu insanlarda bizimkine benzer etnik kimlik zihniyeti gelişmiş miydi? Henüz bu soruların hiçbir yanıtlanmadı ve bu tür soruları yanıtlamaya çalışmayan bir araştırmanın geçmişi tamamen bugünün siyasi hedefleri doğrultusunda yorumlamasına bence çok fazla değer vermemeli. Ama bu tür yorumların olması ilginçtir. Birilerinin geçmişi bu şekilde yorumlamaya çalıştıklarını, kendilerine yeni ve farklı bir geçmiş yaratmaya çalıştıklarını göstermektedir. Selçuk döneminin sahiplenilmeye çalışılması da bence epey ilginçtir. Ama benim kişisel yaklaşımım, Selçuklulara Selçuklu denmesinin yeterli olduğudur. Etnik yakıştırmalara girmemek gerekir. Türkçe konuşmuş ve Bozkırların Türkçe konuşan gruplarından gelmiş olabilirler ama bu gerçekten de kökenlerinden biri de olmuş olabilir. Göç esnasında diğer gruplarla karışmış da olabilirler. Bu ayrıntıları bilmeden, daha doğrusu çözmeden, saf bir etnik gruptan bahsediliyormuş imajını vermek bence doğru bir yaklaşım değildir. En azından ben bu yaklaşımı benimsemiyorum.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilİkincisiyse, Orta Asya göçüne rağmen, Anadolu’da kalabalık bir nüfusun yaşadığı ve bu ikisinin karışması sonucunda ortaya melez bir topluluğun çıktığı görüşü. Ben bu görüşe daha yakınım.
YanıtlaSilSizin Sabah gazetesinde yayınlanan 2007 tarihli söyleşinizde sarf ettiğiniz "Orta Asya göçü bir efsane" sözünüz, adeta cımbızla seçilmişçesine söyleşinin başlığı yapıldı ve pek çok kişi ve grubun sizi Orta Asya göçünü sanki tümüyle reddediyormuşsunuz gibi algılamasına yol açtı. Halbuki, orada kastettiğiniz Orta Asya göçünün kendisi değil, mevcut Orta Asya göç teziydi. Bu, evrim gerçeğini kabul edip, evrim teorilerinden birini reddetmeye benziyor.
Bu arada, Cengiz Cinnioğlu da Türkler'in genetik yapısıyla ilgili yaptığı araştırmasının sonunda sizinkine benzer bir sonuca varıyor.
Selçuklular acaba kendilerini Türk, Türkmen, Oğuz, Paştun veya Tacik şeklinde tanımlıyorlar mıydı? Bu tür adlandırmalara ne kadar önem veriyorlardı? Bu insanlarda bizimkine benzer etnik kimlik zihniyeti gelişmiş miydi?
Bu konuda itirazlarda bulunmakta haklı olabilirsiniz, ama benim asıl merak ettiğim bir mevzu var. Selçuklular'ın, Osmanlılar'ın, vs. kendilerini nasıl tanımladıklarını bir kenara bırakalım; sizce Anadolu nüfusunun çoğunluğu ve Balkan nüfusunun önemli bir kısmı nasıl türkleşti? Burada türkleşmekten kastettiğim, anadil olarak Türkçe konuşan Müslüman hale gelmek, kendisini Türk hissetmek veya tanımlamak değil. Yani ben etnik aidiyetle değil, pratik gerçeklerle ilgileniyorum. O yüzden, bu yorumum boyunca türkleşme terimini hep pratik anlamıyla kullanacağım.
Türkçe dışındaki atadan kalma dillerini cumhuriyet döneminde veya hemen öncesinde Türkçe lehine terkeden Müslüman toplulukları (Kürt, Arap, Müslüman Arnavut, Boşnak, Müslüman Rum, Müslüman Ermeni, Laz, Tatar, Çerkez, Azeri, Müslüman Gürcü, vs.) türkleşme kapsamının dışında bırakıyorum.
Anadolu ve Balkanlar'ın son bin yıl içinde Türkçe'yi anadil ya da ikinci dil olarak kullanmaya başlayan, ama inanç olarak Gayrimüslim kalan topluluklarını da türkleşme kapsamı dışında bırakıyorum. Ancak tam da bu noktada sormak istediğim bir soru var: Anadolu ve Balkanlar'da Osmanlı döneminde ve öncesinde Türkçe, Gayrimüslim halk arasında nasıl ve ne oranda konuşuluyordu? Dönem dönem ve bölge bölge açıklarsanız çok memnun olurum. Özellikle anadil olarak Türkçe'yi benimseyen ve eski dilini ya tümüyle terkeden ya da ikinci veya litürjik dil olarak muhafaza eden Gayrimüslim toplulukları çok merak ediyorum. Gayrimüslimler'in Türkçe'ye geçişlerinin, türkleşme fenomeni hakkında önemli ipuçları taşıdığını düşünüyorum. Benzer bir durumu, Arap ülkelerinde Arapça konuşan ve hatta kimi yerlerde Arapça ibadet eden Gayrimüslim topluluklarda da görüyoruz.
Son soruma gelince, bazı çevreler Anadolu ve Balkanlar'daki kültür ve medeniyetlerin Türkler'inkinden daha üstün olduğunu (özellikle Bizans'ınki) ve dolayısıyla buralardaki halkların türkleşmesinin de, daha aşağı bir kültür ve medeniyete geçmek demek olacağından, önemli bir miktarda gerçekleşmemiş olması gerektiğini düşünüyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce bu, geniş çaplı asimilasyon tezine karşı geçerli bir itiraz mı?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilAraplar da Anadolu’ya doğru göç etmiş olabilir ama bugünün güneydoğu Anadolu’sundan yukarı çıktıklarını sanmıyorum (devletin zorla yaptırdığı yer değiştirmeler hariç).
YanıtlaSilAraplar Selçuklular'a ve Osmanlılar'a seferlerinde eşlik etmiş olamazlar mı? Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde çeşitli nedenlerle Anadolu ve hatta Rumeli'nin çeşitli yerlerine bol miktarda Arap yerleşmiş olamaz mı? Sonuçta Araplar dibimizde sayılır (tıpkı İraniler gibi) ve cumhuriyet öncesi kayıtlarda Müslümanlar etnisiteye göre ayrılmıyorlardı.
Aynı soruları bölgedeki diğer Türki olmayan Müslümanlar için de sorabiliriz.
Bazen Bizans Anadolu'sunda çok sayıda Türk (ya da Türki) paralı asker (çeşitli inançlarda) olduğu şeklinde sözler duyuyorum. Bunlar abartı mı, yoksa gerçekten de hatırı sayılır bir nüfus var mıydı?
YanıtlaSilKaramanlı denen Türkçe konuşan Rumlar'ın hıristiyanlaşmış Türkler olduğu iddiası doğru mudur (ilk başta gönderdiğim yorumumla da bağlantılı)? Sonra Gagauzlar nedir (hem Hıristiyan olanları, hem de Müslüman olanları)?
Kürt göçü olmuş olabilir. Buna bir itirazım yok ama Anadolu’nun içleri tam olarak neresi?
YanıtlaSilAnladığım kadarıyla, bugün Türkler'in ağırlıklı olduğu hemen her yer kastediliyor. Buradan yola çıkarsak, Rumeli'ye giden kolonizatör Müslümanlar içinde bu Kürtler'in torunlarından (muhtemelen türkleşmiş olarak) bol miktarda olmuş olabilir.
Yuh artik tam sallama. Kolonizator Muslumanlar icinde Kurtler ne arasin? Tarihi yeniden yazmak diye buna denir.
YanıtlaSilGerek Cinnioglu gerek de Binder'in yeni calismalara goz atmasi gerekecek.
En son toplanan datalarla otozomal DNA'lara bakildiginda Anadolu Turkleri'nde %6 civari Dogu Asyalilik %3-4 civari Kuzay Asyalilik gozleniyor.
Uygurlar'da bu rakamlar sirasi ile %28 ve %24.
Turkmenler'de %15 ve %7.
Turkiye Turkleri'nin otozomal DNA'lari nufusun %25-30 civarini Hazar'in dogusuna baglayabilecek bilgiler iceriyor.
Haplogrup temelli calismalarin cok yakinda terkedilmesi gerekecek.
Hangi yeni çalışmalar ve datalardan bahs ediyorsun?
YanıtlaSilBehar'in en son makalesindeki datalarin principal componenent analizleri Finlilerdeki Asyaliligi tamamen Kuzey Asya'ya, Turklerdekini buyuk oranda Dogu Asya'ya az miktarda Kuzey Asya'ya bagliyor.
YanıtlaSilRumlarda, Gurculerde, Asurilerde Ermenilerde bu componentlar yok.
Turk samplelardaki ortalama Dogu Asyalilik %6. Uygurlar'da %27-28. Ermenilerde 0. Asurilerde 0. Gurculerde 0. Rumlarda 0.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBehar'ın makalesini biliyorum. Ama orada komponentlerle alakalı rakam verilmiyor. Grafiklerden gördüğüm kadarıyla, Türklerde "Doğu Asya" komponenti, dediğinin aksine, "Kuzey Asya" komponentinden bariz derecede daha az (grafikde zar zor görülecek kadar). Bu arada, Behar'ın makalesinde Asuriler diye bir grup yok.
YanıtlaSilTürkmenlerle alakalı herhangi bir otozomik çalışmaya rastlamadım, dolayısıyla onlarla alakalı dataları nereden tedarik etdiğini merak ediyorum.
Bu arada, Behar'ın makalesinde Finler de yok.
YanıtlaSilBahsettigim calisma daha cikmadi. Beharin datalari arti yeni samplelarla ortak yapilan bir analiz ve principal componentlari aliyor.
YanıtlaSilIstisnasiz her Turk %4-9 arasi Dogu Asyali, %1-7 arasi Kuzey Asyali. Bu yeni cikacak calismada komsu topluluklardaki Asyalilik da 0.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBahsettigim calisma daha cikmadi.
YanıtlaSilHenuz çıkmadıysa sen içindekileri nereden biliyorsun?
Cunki uzerinde calisan genetikci sonuclarini 23andme'de ve forumbiodiversity'de duyurdu. Turkler cok ciddi bir bicimde Suryaniler'den, Ermeniler'den, Gurculer'den ve Yahudiler'den ayrisiyor.
YanıtlaSilhttps://www.forumbiodiversity.com/attachment.php?attachmentid=27006&d=1285761969
Dahasi Anadolu'dan ziyade Kafkasya/Hazar taraflarina dusuyoruz genetik olarak. Sanirim bu da Turkce'nin nasil yayildigi ve Turklerin ayri bir etnos olarak var oldugunun kaniti olsa gerek.
YanıtlaSilTurklerde Dogu Asya komponenti ama %3 ama %8 olsa da var. Komsularimizda (ve belki de akrabalarimiz olan) Ermeniler'de, Suryaniler'de, Rumlar'da yok, 0. Cerkesler'de var. Bizim gibiler.
Sanirim daha cok kiz aldik. Pek kiz vermedik gayri Muslimlere. Benim anladigim budur. Kiz verseydik Ermeni, Rum ve Yahudiler'de de Dogu Asya componenti olurdu. Yok.
YanıtlaSilVerdiğin link sadece PCA haritasını gösteriyor, komponent analizi filan yok.
YanıtlaSilOhh hemen gelmissin forumbiodivesityye onur hic kacmaz senden. detayli component analizleri de ararsan bulacaksin arkadasim
YanıtlaSilDavid'in Avrasya PCA analizlerinin bir kismi (bunun tamamini alabilmek icin Davide yazman lazim)Bu arada TR-1 ve TR-2 Behar'in Turk clusterinin icine dusuyorlar
YanıtlaSilEE1 0.018477 0.00001 0.961056 0.012074 0.008384
EUNAS1 0.285113 0.00001 0.66975 0.028456 0.016671
FI1 0.053482 0.00001 0.930474 0.00999 0.006044
FI2 0.073397 0.00001 0.91956 0.006874 0.000159
FI3 0.087898 0.00001 0.890207 0.00001 0.021876
SE3 0.025313 0.00001 0.957355 0.005491 0.011831
TR1 0.015754 0.052506 0.931719 0.00001 0.00001
TR2 0.060851 0.06954 0.869589 0.00001 0.00001
1. component Sibirya
YanıtlaSil2. component Dogu Asya
3. component Avrupa
4. component kizilderili-a
5. component kizilerili-b
kizilderililer kuzey ve guney amerikali.
Sayende foruma aza (üye) da oldum. :D
YanıtlaSildetayli component analizleri de ararsan bulacaksin arkadasim
Henuz forumda çaylak olduğuma göre, sen de bir kaç link vererek bana yardımcı olursan minnet duyarım.
ara bul onur dogru basligi buldun zaten
YanıtlaSilBu arada, yukarıda Türkmenlerden ve Finlerden bahs etmişdin, onlar yeni çalışmada var mı (Behar'da yoklar da)?
YanıtlaSildogru basligi buldun zaten
YanıtlaSilHangi başlıkdan bahs ediyorsun? Verdiğin linkde başlık filan yok.
Davidin (Polakonun) buldugu sonuclar su acilardan onemli:
YanıtlaSil1. Finlilerde cikan Asya kokenleri Kuzey Asya Sibirya kokenli. Turkiye Turkleri'nde ise hem Sibirya hem de Dogu Asya etkisi var ve Dogu Asya etkisi daha fazla
2. Turkiye Turkleri'nde %12-25 arasi Uygurluluk var diyebilecegimiz Asyalilik oranlari cikiyor. Bendeki Dogu Asyalilik yuzde 6, Kuzey Asyalilik yuzde 1.5. TR-2'deki Kuzey Asyalilik yuzde 6 Dogu Asyalilik yuzde 7. Uygurlarda ortalama Kuzey Asyalilik yuzde 24, Dogu Asyalilik %28. Suryani, Rum, Gurcu, Ermeni gibi halklarda Kuzey Asyalilik da 0, Dogu Asyalilik da 0. Polako'nun yaptigi pricinpal component analizi eldeki verileri belli basli segmentlere bolerek analiz yapiyor. Bu acidan Turkce konusan Anadolular genetik olarak Ermenilerden, Suryaniler'den , Rumlar'dan, Gurculer'den cok bariz bir bicimde ayrisiyor. yani Turk etnosu kesin olarak ortada.
Bu arada sunu belirtmeliyim ki ben de TR-2 de Behar'in analizindeki buyuk Turk grubu ile ayni genetik bolgede cikiyoruz yani bizler ortalama Anadolu Turku'nu temsil ediyoruz buyuk oranda.
3. Genimizde ciddi ve en buyuk segment Anadolu olsa da Ortalama olarak 8 buyukanne/babamizdan 1.5 tanesi Uygur.
4. Turkmenlerin ve Iran Turklerinin Uygurlarin yarisi kadar Asyali oldugunu varsayarsak Turkiyedeki Orta Asya orani 8'de 3 olur. Demek ki en azindan %15-20 arasi belki de yuzde 30'lara kadar varabilecek bir Turkik/Orta Asya parcamiz var.
5. Genetik haritalarla cogafi haritalar buyuk oranda uzlassa da ayni sey degiller. Turkiye Turkleri genetik olarak Kafkasya-Hazar taraflarinda gorunuyor. Ermeniler, Rumlar, Kibrislilar ve Suryaniler ve Anadolu uzerinde gorunuyor.
Tum bunlardan sunu cikartabiliriz. Evet Ermeniler, Suryaniler, Rumlar. Kibrislilar akrabamiz. Ancak biz kendi populasyon dinamigine sahip, Asya parcasi ihmal edilemeyecek, Hazar-Kafkasya taraflarina konumlanan kendine ait genetik bir tarihi olan Turkleriz. Bu bu kadar acik anlatilamaz. Haritalar ve analizler bagira bagira bunu soyluyor.
Eruoegenes 500K
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilAha:
YanıtlaSilhttps://www.forumbiodiversity.com/showthread.php?t=8020
http://bga101.blogspot.com/
http://eurogenes.blogspot.com/2010/09/eurogenes-genetic-map-of-europe.html
David'in (kendisini "Polako" lakabıyla kendisinin eski blogları ve Dienekes'in blogundan zaten tanıyordum bu arada, genetikle amatör seviyyede alakadar zann edersem) biodiversityde ve kendi bloglarında yazdıkları çok dağınık olduğu üçün tedkik etmem uzun zaman alabilir. Ama şöyle kabaca bir göz gezdirmeden görebildiğim kadarıyla, David Türkmenleri hiç analiz etmemiş, dolayısıyla Türkmenlerle alakalı yukarıdaki rakamları senin nereden bulduğunu hala anlamış değilim. Türkler, coğrafi komşuları ve Uygurlarla alakalı STRUCTURE, ADMIXTURE, frappe ya da benzeri analiz (PCA ya da MDS haritası değil) rakam ya da grafiklerini ise henuz bulamadım, yardımcı olursan çok müteşekkir olurum.
"Haplogrup temelli çalışmaların çok yakında terk edilmesi gerekecek" lafzına ise hiç iştirak etmiyorum, zira dünyanın her yerinde haplogrup ve otozom etüdleri el ele gidiyor ve bir birini tamamlıyor. Zaten aralarında yüksek nisbetde mutabakat (=uyuşma) var.
Bu arada, biodiversitydeki "karakoyunlu" remzli (=rumuzlu) kişi sen misin?
Adsız, orada mısın? Son mektubuma cevab yazmadın da merak etdim.
YanıtlaSilAdsız iddialarının kaynaklarını taleb etmeme rağmen belirtmediğine göre, benim de onun kaynağı bile belli olmayan iddialarına cevab yazmamın bir manası yok. Onun üçün bu yazışmayı burada kesiyorum.
YanıtlaSil