Kayıtlar

Türk Kimliği etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Anadolu'nun Türkleşmesi Tartışmasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar II

Bir öncekinden devam... Tartışmalar ya da daha doğru bir deyişle yorumlarda nasıl çok ufak bir grubun veya bir grup göçebenin Anadolu’yu Türkleştirebilmesinin mümkün olduğu soruldu . Daha doğrusu, başka yerlerde (Gazneliler ve Memlükler) bu görülmediği için, bunun olamayacağı öne sürüldü. Burada da çok fazla sorgulamada bulunmamam sorunuyla karşılaşıyoruz. Söylenenler veya okunanlar kafamıza yatıyorsa, daha fazla kurcalamıyoruz. Eğer bu sayılan yerlere (Gaznelilerin durumunda günümüz Afganistan/Pakistan bölgesi, Memlükler durumunda Mısır) giden topluluk veya grubun nüfusu eşit veya yakınsa, yani her bir bölgeye biner adet Oğuz, Memlük ve Gazneli gitmişse ve geldikleri yerlerin koşulları da (nüfus, kültürel ve ekonomik gelişmişlik, siyasi durum vb) aynıysa, o zaman bu karşılaştırma yapılabilir ve bu sonuca ulaşılabilir. Aksi takdirde, her bir durumun ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekecektir. Bir yerde ailelerin rolü daha fazla olmuş olabilir. Diğer yerdeyse, hiç aile bile o...

Anadolu'nun Türkleşmesi Tartışmasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Türklerin, Oğuzların veya Türkmenlerin Anadolu’ya ya da Rum diyarına, Roma ülkesine gelmeleri, ilk önce çeşitli kısımlarını ve daha sonra tamamını ele geçirmeleri ve yurt edinmeleri genelde ayrıntıları çok iyi bilinen bir konu değil. Sanırım bilinmeyenlerin bilinenlerden çok fazla olduğunu kabul ederek başlamak gerekiyor tartışmaya. Üç noktaya özellikle çok dikkat edilmesi gerekiyor. Birincisi tutarlı olmak gerekiyor. “Batılı” tarihçilerin bir konuda söylediklerini, bu söylediklerinin doğruluğunu veya geçerliliğini çok fazla araştırmadan kabul ederken, aynı tavrı diğer konularda da sürdürmek gerekiyor. Örneğin gelenler çok kalabalıktı veya yüz bin çadır kurdular ibaresini neredeyse hiç sorgulamadan kabul ediyorsak, diğer konularda da aynı şekilde davranmalı, yani bu aynı “Batılı” tarihçilerin diğer söylediklerini de hiç sorgusuz sualsiz kabul etmeliyiz ki, kendimizle, uyguladığımız yaklaşımla tutarlı olalım. Aksi takdirde, her şeyden önce, etik olmamış oluyoruz. Ya da doğrusunu ya...

Ortaçağda Avrasya Bozkırları III - Orta Asya Bozkır İmparatorlukları II

Resim
Türk Kağanlığı (Gelişmiş Göçebe Pastoraller MÖ 7.yy) *Hunlar 4.yy ait olmalarına rağmen bu haritaya dahil edilmiştir. Her ne kadar Avrasya bozkırlarındaki gelişme, sonrakinin öncekinden daha üst düzeyde bir evreyi temsil ettiği bir çizgi biçiminde olmamışsa da (ki çoğu zaman kopukluklar ve geriye gidişler olmuştur), sanki daha üst bir evreyi temsil eden farklı münferit yönelişler veya oluşumlar tespit etmek mümkündür. Örneğin, ilk büyük bozkır imparatorluğu olduğunu belirttiğimiz Hsing-nu konfederasyonu yukarıda vermiş olduğumuz bozkır devlet tipolojisinde birinci tipi temsil eden bir haraç imparatorluğudur. Hatta Avrasya bozkırları tarihine baktığımızda, büyük kısmı Hsiung’nu’ların kontrolünde geçmiş olan MÖ 209 ile MS 552 arasındaki ilk evre “haraç imparatorlukları” dönemi [1] biçiminde tanımlanmıştır. (Hsiung-Nu’lar varlıklarını MS 3. yüzyıla kadar sürdürmüştür.) MS 551’de tarih sahnesine çıkmış Türk Konfederasyonu’ysa aynı devletleşme tipolojisinde ikinci tipe karşılık gelen ...

Ortaçağda Avrasya Bozkırları III - Orta Asya Bozkır İmparatorlukları

Göçebe pastoralciliğin ortaya çıkışı MÖ 2. binyıldır ama bu yaşam tarzının olgunlaşması belli bir sürenin geçmesini gerektirmiştir. Bu süreci, taşıdıkları farklılıklardan ötürü ikiye ayırmak mümkündür. İlk evre daha çok İran gruplarının görüldüğü erken göçebeliktir. İkinci evreyse göçebe pastoralciliğinin tüm çizgilerini yansıttığı, bu yaşam tarzının tam anlamıyla olgunlaştığı ve daha çok Altay gruplarının egemen olduğu dönemdir. Her ne kadar Hsiung-nu veya Hun gibi diğer Altay grupları çok daha erken bir tarihte, neredeyse bin yıl önce belirmişse de, Türklerin Türk adı altında tarih sahnesine çıkışı MS 500’lü yıllar, kesin bir tarih vereceksek 552’dir. MÖ 1. binyılda göçebe ve yerleşik kültürlerin birleşmesinin ürünü ilk Bozkır İmparatorlukları görülür. İlk gruplar İskitler, Sakalar, Kimerler, Sarmatyalılar, Yüeçiler gibi Hint-Avrupa topluluklarıdır. Altay gruplarından kabul edilen Hsiung-nu (Xiong-nu [okunuşu Şyungyu] veya Hun) topluluğuysa MÖ 2. yüzyılda ilk büyük bozkır konfederas...

Ortaçağda Avrasya Bozkırları II - “Eski Türkler” Yaklaşımı

Ortaçağın pastoral göçebesi Türkleri anlamak için ilk önce modern Türk tarihçiliğinin öneli kurgularından “Eski Türkler” üzerinde durmak gerekmektedir. Aslında Eski Türkler denilen bir grup var olmamıştır. Bu bizim geçmişe bakışımızın yarattığı bir kategoridir. Araştırma sürecinde çeşitli kategoriler yaratılır. Etnik grup yaklaşımının ürünü “Eski Türkler” söylemi bunlardan sadece biridir. Daha farklı bir yaklaşım benimseyerek kendimizi sadece bu dönemin Türkler, Dokuz Oğuzlar vb boy kimlikleriyle ya da daha alt düzeydeki grup kimlikleriyle sınırlayabiliriz. “Eski Türkler” yaklaşımı modern bir yaklaşımdır. Günümüzün modern kimliklerine köken bulma çabalarının bir ürünüdür. Sadece Türk modern kimliğine özgü olmayan bu çabaların özünde, geçmişten bugüne değişmeden gelen etnik, kültürel veya ırksal özlerin var olduğu varsayımı vardır. Bu şekilde yaklaşıldığında “Eski Türkler” bugün var olan modern Türk kimliğinin geçmişidir. Bu geçmişin tam olarak nerede sona erdiği çoğu kez belirsizdir...

Halaçoğlu’nun Kürtleri, Türkleri ve “Dönme” Ermenileri

Şöyle bir soru geldi: “Bu arada, Yusuf Halaçoğlu'nun Anadolu Türklerinin tamamının kökünün aşiretlere dayandığını ispatladık açıklamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu konuyla ilgili bir kitap hazırlığı da varmış (piyasaya çıkmış da olabilir). Benzer bir çalışmayı Rumeli Türkleri için de yapmayı planlıyormuş.” Bu haberi hatırlıyorum. Epey gürültü kopartmıştı. Şimdi tam hatırlayamıyorum ama sanırım Halaçoğlu, Kürtlerin bir kısmının Türkmen kökenli olduğunu ve TİKKO ile PKK örgütündeki Kürtlerinse Ermeni dönmesi olduğunu belirtmiş ve gürültü ondan kopmuştu. Halaçoğlu’nun hangi kitabından bahsedildiğini anlayamadım ama bu olaydan sonra bir kitabı yayınlandı: Tarih Gelecektir, Etnik Yapısından Ermeni Meselesine Türkiye, Babıali Kültür Yay. Tartışmanın daha sağlıklı olabilmesi için buradan uzun bir alıntı yapmak istiyorum. Şöyle demiş Halaçoğlu: “Bugün Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’nun varisidir. Dolayısıyla bir imparatorluğun çöküşüyle birlikte kaybettiği topraklardan içe do...