Rum Sözcüğü ve Yunanlılık
Rum sözcüğünün kökenine bakıldığında, ilk başta Romalı anlamında kullanılmış olduğu görülüyor ama uzun bir süredir de Yunanlı anlamında kullanılıyor. Kimisi de Yunanlılarla Rumlar arasında fark görüyor. Sanırım geçmişin İyonlarını Helenlerden ayırmak gibi bir şey bu. Diğer yandan Rum teriminin bir zamanlar Yunanistan’da da kullanılmış olduğu görülüyor. Zaten Roma İmparatorluğu’nun tebaası için kullanılmışsa, Yunanistan bölgesini de kapsamış olması gerekiyor.
Osmanlı bu terimi olduğu gibi almış gözüküyor ama daha sonra Sırpları ve diğer Ortodoksları da aynı gruba dâhil ettiğine göre, Roma Hıristiyanlığına dâhil olanlar şeklinde bir tanımda karar kılmış, dolayısıyla Rum’u daha dini bir kimlik olarak kabul etmiş. Ama Hıristiyan Roma’nın da, Hıristiyanlığını devletten pek ayırmadığını ve imparatorluk içinde farklı dinlere teorik olarak ve çoğu kez de pratikte izin vermediğini düşünecek olursak, Osmanlı’nın tanımı çok da yanlış değil. Büyük ihtimalle, Doğu Roma İmparatorluğu zamanında siyaseten Rum veya Romalı olmak da bu kimlikle birleştirilmişti ama Osmanlı’nın Roma’nın siyasi varlığını sona erdirip dini varlığını nispeten kendi haline bırakmasıyla Rum kimliği de benzer bir süreçten geçmiş gözüküyor.
Diğer yandan, bu kimlik muhtemelen hiçbir zaman bizim dünyamızdakiler kadar kesin değildi. Çünkü bu tanım içinde kalarak Yunanca konuşan bir Rum’u, Sırpça konuşan bir Rum’dan ayırmayı başarmışlar; birini diğerinden biraz daha farklı görmüşler. Yani her Roma Hıristiyan’ı (Ortodoks da diyebilirim ama konumuz itibarıyla bu ifadeyi daha uygun buldum) Rum değil. Örneğin Ruslar Rum olarak görülmemiş; ama Rum Ortodoks olarak görülmüş. Katolikler de, her ne kadar Roma Hıristiyanlığının içinden çıkmışlarsa da, Rum olarak adlandırılmamış. Dolayısıyla hem tarihi hem coğrafi yanı olan bir kimliğin söz konusu olduğunu düşünmek daha doğru olabilir. Nitekim Rum olmak belli bir tarihi kabul etmek ve belli bir yerde yaşıyor olmak anlamına geliyor. Ama bu yerin tam olarak nasıl belirlendiği tartışmaya açık. Sanırım eski Roma İmparatorluğu’nun kapsamış olduğu alandan bahsedilmiş hep. Bu arada Osmanlı zamanında bu isimde bir bölge de var ama eski Roma’yla çakışmıyor.
Coğrafi tanım olarak Rum diğerleri tarafından da kullanılmış: Diyarı-Rum, Rum Selçukluları gibi. Tabii bu kadarla bitmiyor. Örneğin Mısır’ın Memlükleri Türk olarak adlandırılırken, Osmanlılar Rum olarak görülüyor. Bu yetmiyormuş gibi, Osmanlı’nın kendi içinde de kendilerini Rumi olarak görme eğilimi ve buna dair tartışmalar var. Bu konuyla ilgili olarak, Salih Özbaran’ın “Bir Osmanlı Kimliği, 14.-17. yüzyıllarda Rum ve Rumi Aidiyet ve İmgeleri”ni tavsiye ederim.
Modern çağa girilmesiyle daha farklı bir evre başlıyor. Bağımsızlıklarına kavuşan Yunanca konuşan Rum Ortodokslar veya Rumlar, ulusalcı fikirlerin de etkisiyle, bu şekilde adlandırılmayı reddetmeye ve onun yerine onları antikçağ Helen dünyasıyla ilişkilendiren yeni bir kimlik oluşturmaya ve benimsemeye başlıyor. Bu gelişim sırasında haliyle bir Yunan/Rum ayrımı beliriyor ama bu daha çok, Osmanlı ve ardından da Cumhuriyet dönemlerinin Yunanca konuşanları, bu dil kültüründen gelenleri bu şekilde adlandırmaya devam etmelerinden kaynaklanıyor. Bu coğrafyadaki Rumların arasında da bu terime tepki gösterenler belirmeye başlıyor.
Toparlayacak olursam, sanırım ulus-devletler dünyasını dikkate aldığımızda Rum teriminin yanlış kullanıldığını ve hatta hakaret olarak bile algılanabileceğini ama en azından baskı amaçlı bir terim olduğunu, olabileceğini söylemek gerekiyor. Bu tabii bu tanımlamanın yöneltildiği kişi veya kişilerin tavrına bağlı olarak değişebilir ama böyle bir ihtimal artık avr. Neticede bu terim, buradaki Rumlarla Yunanistan arasındaki kültürel ve bazıları içinse ulusal bağlantıları örtmenin kibar şekli de diyebiliriz. Bu kişilerin artık Romalılarla bir ilişkisi yok; bu yüzden Rum olarak adlandırılmıyorlar ve adlandırılamazlar. Dinsel köken ve belki de coğrafi köken anlatmak için kullanılabilir. Kanımca Kıbrıslılar için kullanılmaması gerekiyor. Eğer kullanılıyorsa, o zaman Yunanlılara da Rum demek gerekiyor. Eğer “Greek” terimini Türkçeye çeviriyorsak, hem Rum hem Yunan şeklinde çeviremeyiz. Her şeyden önce tutarlı olmak gerekiyor. Ama ikinci ve önemli mesele, modern bir grubu hâlâ eski terminolojiyle tanımlamaya ve bunu sürdürmeye kalkışmanın garipliği. Kimlikleri kendi seçimleri olmalı.
Tabii bu terim sadece Yunanlı kişiyi tanımlamak için ve herhangi bir art niyet gözetmeden de kullanılıyor; Türkiye’deki kullanım genelde bu çerçevede. Ama yine de terimin hedefi olan kişi aynı yerden bakmıyor olabilir ki, bu açıdan bakıldığında Rum teriminin aşağılayıcı ve ayrımcı bir yanı olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Ancak tamamen tarihsel kullanım açısından bakacak olursak, Rum teriminin modern ulus devlet döneminin ürünü Yunanlılar ve Kıbrıs Yunanlıları için kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum ya da epey dikkatli olmak gerekiyor. Örneğin Osmanlı’nın 1821-29’da Rumlarla savaştığı söylenebilir ama 1897’de ve özellikle de Balkan savaşlarında Yunanlılar, Helenler veya Elen/Elinlerle savaşmaya başlamıştır. Ama diğer yandan Rum teriminin de değişmeye ve Yunanlı anlamında kullanılmaya başladığı söylenebilir. Dolayısıyla bence Kıbrıs Yunanlıları veya Helenleri demek daha doğru bir yaklaşım ama ağız alışkanlıklarını da değiştirmek zor.
Osmanlı bu terimi olduğu gibi almış gözüküyor ama daha sonra Sırpları ve diğer Ortodoksları da aynı gruba dâhil ettiğine göre, Roma Hıristiyanlığına dâhil olanlar şeklinde bir tanımda karar kılmış, dolayısıyla Rum’u daha dini bir kimlik olarak kabul etmiş. Ama Hıristiyan Roma’nın da, Hıristiyanlığını devletten pek ayırmadığını ve imparatorluk içinde farklı dinlere teorik olarak ve çoğu kez de pratikte izin vermediğini düşünecek olursak, Osmanlı’nın tanımı çok da yanlış değil. Büyük ihtimalle, Doğu Roma İmparatorluğu zamanında siyaseten Rum veya Romalı olmak da bu kimlikle birleştirilmişti ama Osmanlı’nın Roma’nın siyasi varlığını sona erdirip dini varlığını nispeten kendi haline bırakmasıyla Rum kimliği de benzer bir süreçten geçmiş gözüküyor.
Diğer yandan, bu kimlik muhtemelen hiçbir zaman bizim dünyamızdakiler kadar kesin değildi. Çünkü bu tanım içinde kalarak Yunanca konuşan bir Rum’u, Sırpça konuşan bir Rum’dan ayırmayı başarmışlar; birini diğerinden biraz daha farklı görmüşler. Yani her Roma Hıristiyan’ı (Ortodoks da diyebilirim ama konumuz itibarıyla bu ifadeyi daha uygun buldum) Rum değil. Örneğin Ruslar Rum olarak görülmemiş; ama Rum Ortodoks olarak görülmüş. Katolikler de, her ne kadar Roma Hıristiyanlığının içinden çıkmışlarsa da, Rum olarak adlandırılmamış. Dolayısıyla hem tarihi hem coğrafi yanı olan bir kimliğin söz konusu olduğunu düşünmek daha doğru olabilir. Nitekim Rum olmak belli bir tarihi kabul etmek ve belli bir yerde yaşıyor olmak anlamına geliyor. Ama bu yerin tam olarak nasıl belirlendiği tartışmaya açık. Sanırım eski Roma İmparatorluğu’nun kapsamış olduğu alandan bahsedilmiş hep. Bu arada Osmanlı zamanında bu isimde bir bölge de var ama eski Roma’yla çakışmıyor.
Coğrafi tanım olarak Rum diğerleri tarafından da kullanılmış: Diyarı-Rum, Rum Selçukluları gibi. Tabii bu kadarla bitmiyor. Örneğin Mısır’ın Memlükleri Türk olarak adlandırılırken, Osmanlılar Rum olarak görülüyor. Bu yetmiyormuş gibi, Osmanlı’nın kendi içinde de kendilerini Rumi olarak görme eğilimi ve buna dair tartışmalar var. Bu konuyla ilgili olarak, Salih Özbaran’ın “Bir Osmanlı Kimliği, 14.-17. yüzyıllarda Rum ve Rumi Aidiyet ve İmgeleri”ni tavsiye ederim.
Modern çağa girilmesiyle daha farklı bir evre başlıyor. Bağımsızlıklarına kavuşan Yunanca konuşan Rum Ortodokslar veya Rumlar, ulusalcı fikirlerin de etkisiyle, bu şekilde adlandırılmayı reddetmeye ve onun yerine onları antikçağ Helen dünyasıyla ilişkilendiren yeni bir kimlik oluşturmaya ve benimsemeye başlıyor. Bu gelişim sırasında haliyle bir Yunan/Rum ayrımı beliriyor ama bu daha çok, Osmanlı ve ardından da Cumhuriyet dönemlerinin Yunanca konuşanları, bu dil kültüründen gelenleri bu şekilde adlandırmaya devam etmelerinden kaynaklanıyor. Bu coğrafyadaki Rumların arasında da bu terime tepki gösterenler belirmeye başlıyor.
Toparlayacak olursam, sanırım ulus-devletler dünyasını dikkate aldığımızda Rum teriminin yanlış kullanıldığını ve hatta hakaret olarak bile algılanabileceğini ama en azından baskı amaçlı bir terim olduğunu, olabileceğini söylemek gerekiyor. Bu tabii bu tanımlamanın yöneltildiği kişi veya kişilerin tavrına bağlı olarak değişebilir ama böyle bir ihtimal artık avr. Neticede bu terim, buradaki Rumlarla Yunanistan arasındaki kültürel ve bazıları içinse ulusal bağlantıları örtmenin kibar şekli de diyebiliriz. Bu kişilerin artık Romalılarla bir ilişkisi yok; bu yüzden Rum olarak adlandırılmıyorlar ve adlandırılamazlar. Dinsel köken ve belki de coğrafi köken anlatmak için kullanılabilir. Kanımca Kıbrıslılar için kullanılmaması gerekiyor. Eğer kullanılıyorsa, o zaman Yunanlılara da Rum demek gerekiyor. Eğer “Greek” terimini Türkçeye çeviriyorsak, hem Rum hem Yunan şeklinde çeviremeyiz. Her şeyden önce tutarlı olmak gerekiyor. Ama ikinci ve önemli mesele, modern bir grubu hâlâ eski terminolojiyle tanımlamaya ve bunu sürdürmeye kalkışmanın garipliği. Kimlikleri kendi seçimleri olmalı.
Tabii bu terim sadece Yunanlı kişiyi tanımlamak için ve herhangi bir art niyet gözetmeden de kullanılıyor; Türkiye’deki kullanım genelde bu çerçevede. Ama yine de terimin hedefi olan kişi aynı yerden bakmıyor olabilir ki, bu açıdan bakıldığında Rum teriminin aşağılayıcı ve ayrımcı bir yanı olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Ancak tamamen tarihsel kullanım açısından bakacak olursak, Rum teriminin modern ulus devlet döneminin ürünü Yunanlılar ve Kıbrıs Yunanlıları için kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum ya da epey dikkatli olmak gerekiyor. Örneğin Osmanlı’nın 1821-29’da Rumlarla savaştığı söylenebilir ama 1897’de ve özellikle de Balkan savaşlarında Yunanlılar, Helenler veya Elen/Elinlerle savaşmaya başlamıştır. Ama diğer yandan Rum teriminin de değişmeye ve Yunanlı anlamında kullanılmaya başladığı söylenebilir. Dolayısıyla bence Kıbrıs Yunanlıları veya Helenleri demek daha doğru bir yaklaşım ama ağız alışkanlıklarını da değiştirmek zor.
Yorumlar
Yorum Gönder