Devrim elbette teknik bir mesele
Bir zamanlar başka bir blogda yazdığım bir yazı:
Merhaba,
Merhaba,
Bir süredir ilgiyle izlediğim devrim tartışmasına katılmaya karar verdim. Katılımım daha çok kısa kısa yorumlar, sorular, eleştiriler şeklinde olacak. Yani orasından burasından didikleyeceğim yazılanları ama zaten sanırım blogculuk da böyle bir şey: Düşüncelerimizi herhangi bir şekilde sınırlandırılmadan kafamızda belirdikleri biçimleriyle sıralamak.Devrimci miyim, pek emin değilim. Solculuk olabilir. Devrimci olmadan solcu olmak mümkün mü? Sanırım evet. Üstelik sosyalist olmadan ve hatta sosyalizme karşı çıkarak solcu olmanın da mümkün olduğunu düşünüyorum. Neyse bunlara daha sonra gelmek dileğiyle, şimdi devrim tartışmasında kafama takılan bazı noktalara değinmek istiyorum.Nizamettin Uygar şöyle yazıyor:Ve Devrim asla; Yasalarla belirlenen, üzerine tanımlar üretilerek, bu tanımlara uyma gayreti; Diyalektiğin, "çelişkilerin öznelerinden yarattığı birliğin onayı"ndan çıkarılacak bir strateji; Bitmiş bir proje olduğunu deklare ederek, kendi tamamlanmışlığımıza rıza üretme, ahlakın tahakkümü ve hayatımızın sınırlara ve kurumlara hapsedilmesi;Tarihin yasalarından türetilmiş bir devamlılık, bir "hayalet" değildir.Kısacası, Devrim, teknik bir mesele değildir...Konu benim için önemli ve değerli.Sizin için anlamı nedir?...'Herhangi bir tanım yapmadan eylemde bulunmak mümkün mü? Çoğu zaman devrimlerin tanımlanmadığını düşünüyoruz ama tam tersine fazlasıyla tanımlanıyorlar. Yoksa her devrimden sonra gelen mahkemeleri nasıl açıklayacağız? Bunun dışında bir devrim anlayışını savunabiliriz ama eğer bu devrimi insanlar yapacaksa, ben pek mümkün olduğunu düşünmüyorum, tanımlardan ve tanımlara uymadan kurtulmanın. Bu açıdan bakınca aslında devrim de diğer toplumsal gruplaşmalar gibi teknik bir mesele bence. Her şeyden önce kalabalıkları bir araya getirme gibi gayet teknik bir sorun söz konusu. Ne kadar romantik yaklaşımlar ve duygulanmalar içinde olursak olalım, devrimleri başarıya ulaştıranlar arzuları doğrultusunda hareket edenler değil, devrimi bir teknik mesele olarak ele alanlar olmuştur. En iyi ve en tehlikeli devrimciler meselenin teknik yanını en iyi şekilde kavramış olanlardır. Devrimleri coşturanlar şairler ve sanatçılar olabilir ama bitirenler, sonuçlandıranlar ve başarıya ulaştıranlar hiçbir zaman onlar olmamıştır; en azından bugüne kadar. Keşke tersi olsaydı. Çok güzel devrimler gerçekleşebilirdi. Fakat maalesef olamıyor veya bugüne kadar olamadı. Çünkü devrimlerin başarıya ulaşmaları tamamen teknik meselelerin çözülmesine bağlı.
Yorumlar
Yorum Gönder