Kayıtlar

Ağustos, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KÜLTÜR I: Kültürün Kültürelliği

Resim
Kültür kültürel bir kavramdır, kendisi kültüreldir diyerek başlarsam acaba bu konuya ilişkin az da olsa bir soru işareti yaratabilir miyim kafalarda? Çünkü en azından bu topraklarda, kültür garip bir şeye dönüşmüş durumda. Her şeyden önce bir kimlik durumunu ifade ediyor. Ben kimim sorusunu yanıtladığı, yanıtlattırması bir yana, bir de bunu çok sert bir “biz-onlar” şeklinde yapıyor, yapılması isteniyor, yapılmaya zorlanıyor. Bu yaklaşımın, kültür dediğimiz fenomene ait olduğunu söyleyebilir miyiz? Ya da bunu kültürün farklı bir kültür altında, içinde ifade edilmesinin, belli bir kültürün kültür kavramına farklı yaklaşımının sonucu olduğunu söylemek daha mı yerinde olacaktır? Her şeyden önce iki şeyi birbirinden ayırmak gerekiyor. İnsanların birlikte yaşamasından ötürü birbirlerine benzemesini, benzeşmesini ve insanların bu tür bir ortamda doğmasını ve bir insana dönüşmesini insanın kültürelliği olarak adlandırıyoruz; yani alışıldık olanın, gelenek, göreneklerin belirlediği bir ya

Orta Asya Göçü, Hint-Avrupalılaşmak, Türkleşmek, Türkleşmiş Ermeniler ve Rumlar, Türk Kültür ve Dilini Benimsetmek

Bugün bundan birkaç hafta önce yorumlardan birinde Adsız'ın veya Adıszlardan birinin yönelttiği sorulara kısaca değineceğim. Bir parça tekrar olabilir. Çünkü sanırım bir kısmını daha önce farklı yerlerde yanıtladım. Sayın Timuçin Binder,belki konunuzla alakalı değil;ama şunu çok merak ediyorum.Orta Asya'dan buralara gelen insanların genetik verilere göre çok az sayıda olduklarını söylüyorsunuz.Mesela Oğuz(Türkmen) boylarının çok azı Asya'dan buralara gelmişler diyelim.Nasıl oluyorda,azınlıkta olan etnik Türkler,batının tabiriyle -bu çoban sürüsü-kendilerinden çok sayıdaki yerli halklara Türk dilini ve kültürünü vermiş olabilir?Üstelik kimileri Eski Türkler'in Mongoloid ırktan,çekik gözlü Moğol tipinde insanlar olduğunu iddia ediyor.Niye hristiyan yerliler kendilerinden tamamen farklı olan küçük bir kitlenin ana dili olan Türkçe'yi benimsesinler,varsayalım azınlıkta olan bir kitlenin dili ve kültürü nasıl bu kadar yayılabiliyor? Sanırım ilk önce bazı varsayım

Anadolu Tarihçiliğine Dair Sorular III:
Anadolu terimiyle yüzleşilme zorunluluğu, eğer farklı bir tarih isteniyorsa...

Bugünkü Anadolu’yu ortaya çıkaran süreçleri anlamaya çalışabiliriz ama bu bizi çok fazla geriye götürmeyecektir. Eğer bugünkü Anadolu’dan yola çıkarsak, hangi argümana dayanarak geçmiş medeniyetleri böyle bir geçmişin parçası yapabiliriz? Örneğin Romalılar ya da İyonlarla bugünün Anadolu’su arasında, bunları övünme sebeplerine dönüştürme dışında nasıl bir ilişki kurulabilir? “Biz bu insanların torunlarıyız” demenin, bu genetik açıdan doğru bile olsa, anlamı nedir? Acaba İyonlar bizi torunları olarak kabul ederler miydi? Böyle bir ilişki kurulmak zorunda mı? Muhtemelen çok daha günlük yaşam unsurları açısından bakıldığında bir süreklilik görülebilir ama buna ek olarak, büyük süreklilikler dışında, büyük kopmalar daha etkili olmuş da olabilir. Bazı tarihçiler bu tür bir ilişki kurmanın tehlikeli olduğunu, tarihi bu tür duygulardan arındırmamız gerektiğini de söyleyebilir. Nitekim söylenmiş ve hâlâ da söyleniyor. Ama diğer yandan, geçmişe bakarken insanların duygulandıklarını, duyg

Tarihin Bilimselliği veya Tarih Bilimi?

Resim
Bir önceki yazımda bilimin ne olduğu konusunda yeterince net olmamışım, tekrar deneyeyim. Yaptığım veya yapmaya çalıştığım ayırım, bir insan doğa ayırımı değil, insanın doğanın parçası olarak incelenmesiyle insanın insanla iletişiminin parçası veya konusu insan iletişimi olan disiplinler, alanlar. “Social Sciences,” yani toplum bilimleri olarak adlandırılan disiplinlerin hepsi insanı doğanın bir parçası olarak mercek altına alan uğraşlar; psikoloji, sosyoloji, biyoloji vb (ekonomi üzerine düşünmek gerek). Tarihiyse kesinlikle bu alana dahil etmiyorum. Tarih en genel veya kaba tabirle öykü yazıcılığıdır. Bilimsel yöntemler elbette uygulanabilir. Bilimsel yöntemler şiir yazarken de uygulanabilir, şiir yazıcılığı da mı bilim olacak o zaman? Bilimsel yöntemin uygulanabilmesi herhangi bir disiplini veya alanı otomatikman bilim yapmaz. Bilimsel yöntemin uygulanmadığı dönemlerde fizik, kimya, tıp gibi disiplinler bilim değil miydi? Üstelik tarihe bilimsel yöntemin nasıl uygulanabil

Tarafsızlıkla Nesnelliğin Farkı

"mutlak" tarafsızlık ile "görelisi" arasında bir fark var mı, bilmiyorum?! ama nesnellik diye bir şey "mümkün": subjektif olduğunu, -ya da daha da kalın söylemek gerekirse,- tarafsız olamayacağını bilmek, nesnel olmaktır. özetle, dürüst ve gerçekçi olmak, vicdanını gölgelememek nesnelliktir. bunlar "fazla" manevi ya da etik vurgular yapıyorsa da politik bir norm yahut format filan değiller! pekâlâ test edilebilir durumlar... dolayısıyla, tarafsızlık ve nesnellik yan yana gelecek veya karşılaştırılacak konular değiller sanki! sadece günlük kullanımda birbirinin yerine geçiyorlar o kadar! fenerbahçeli olabilirsiniz! 90-0 yenilseniz de fenerbahçeli kalabilirsiniz! ama takımın kötü ya da iyi oynadığını "bilirsiniz"! bilmemeye çalışmak, objektif olmamak veya mitoman yahut takıntılı olmaktır! mesela: fenerbahçenin asla iyi olmayacağını veya dünyanın en iyisi olacağını kimse bilemez! ama bilemediğini "iman" noktasında değ

Tarafsızlık, Nesnellik, Tarihin Bilim Olabilmesi

Mutlak tarafsızlık diye bir şey tarihte söz konusu olmaz. Mutlak tarafsızlık ve objektivite nerelerde mümkün o zaman? İngilizce tabirle daha hard olan bilim veya disiplinlerde mi? Bir de mutlak tarafsızlıktan ve objektiviteden ne anladığını açıklarsan daha çok sevinirim. Bir de sence tarihte ve diğer disiplinlerde (en hard olan bilimler dahil) ideolojilerden mutlak manada arınmak mümkün müdür? Madem dürüstlükten bahsettin, sence tarihte ve diğer bilim ve disiplinlerde mutlak manada dürüst olmak mümkün müdür? Son olarak, tarih disiplini bilim midir ve hangi disiplinler bilimdir hangileri değildir (diğer bir deyişle, bilim nedir?)? (Onur'un yorumu) Herhangi bir insan insanlığı üzerine kafa yorarsa, yani beni insan yapan nedir sorusunu sorarsa (gerçi bu soru çeşitli şekillerde sorulabilir, ben bir tür olarak insandan bahsediyorum), bir süre sonra insanın sırf insan olduğundan aynı zamanda taraf da olduğunun farkına varması gerekir. İnsan toplumsal bir yaratıktır ama bu topl